Yansıtıcı Düşünme Yöntemi Hakkında Bir İnceleme

Yansıtıcı düşünme, John Dewey tarafından geliştirilen ve bireylerin deneyimlerini sorgulayarak, analiz ederek ve değerlendirerek daha derin bir anlayış geliştirmelerine yardımcı olan bir süreçtir. Bu süreç, problemleri çözme ve yeni bakış açıları kazanma amacıyla düşünmeyi teşvik eder.

       

Düşünmek, kolay bir sanat değildir. Sadece insana has olan bu kabiliyetin ve zihinsel maratonun yakıtı ise meraktır.

İnsan hayatı boyunca çoğunlukla zihinsel olarak muhakeme yapan özel bir canlıdır. Bazen de o, belli koşullarda deney yaparak veya doğal gözlem yoluyla tecrübe faaliyeti gerçekleştirir. Bu bağlamda insan, yeni bilgilere ulaşmak için akıl yürütme yaparken, farklı düşünme metotlarından faydalanır.

Düşünme türlerine, aklın yörüngeleri veya aklın seyahat ederken tercih ettiği farklı yollar denilebilir. Bunların başlıca sekiz tanesi ise, analitik, bütüncül, eleştirel, lateral/alternatif, metabilişsel, özgün/yaratıcı, sistemli ve yansıtıcı düşünme metotları olarak bilinir ve öğretilir.

Bu yazının konusu, yansıtıcı düşünme yöntemi üzerine bir incelemedir.

Tanımlar

Yansıtıcı düşünme, düşünme metotlarının en güncel ve en önde gelen türlerinden biridir. Yansıtmak kelimesinin karşılığı, bir şeyi aksettirmek, aktarmak ve iletmektir. Düşünme bağlamında yansıtmak denince, insana yeni ve alternatif bilgileri aksettirmesi adına, mevcut bilgiler üzerinde sorgulama ve kritik yapması kastedilir.

Yansıtıcı düşünme; insanın öğrenme veya öğretme sürecine dikkatli, ısrarlı, aktif ve eleştirel bakmasıdır. İnsanların, geçmişi, şimdiyi ve geleceği birlikte mülahazaya alarak, analizler yaparak, derin ve üst düzey bir sorgulama yapmasıdır.

O, teorik ile pratik bilgiler arasında köprü vazifesi gören, zihinsel, duygusal ve davranışsal noktalarda geçiş bağları kuran, ilgili konuda odaklanarak ve yoğunlaşarak ilerlerken yeni sonuçlara ulaştıran bir yöntemidir. Dahası mevcut bilgilere bir varsayım şeklinde şüphe ile yaklaşarak, onları ayrıntılı inceleme, çözümleme ve denetlemektir.

Yansıtıcı düşünme (Reflective Thinking) yönteminin kurucusu Amerikalı eğitim filozofu John Dewey (1859-1952) kabul edilmektedir.  Dewey ‘Nasıl Düşünürüz’ (How We Think) isimli kitabında bu konuya yer vermektedir.

John Dewey (1859-1952) (Image courtesy of Wiki-Commons)

Bu yöntemin temelde zihinsel ve davranışsal iki koordinatı vardır. Biri, kuşku, şüphe ve tereddütler ışığında ilerleyen, mevzuyu teşhis ve tespit etme aşamasıdır. Diğeri ise durumu aşmaya, çözmeye yönelik araştırma ve soruşturma devresidir. Birbirini tamamlayan bu iki buut, yansıtıcı düşünmeyi orijinal kılan bir çerçevedir.

Yansıtıcı düşünen bir insan; nasıl yaptığını, niçin yaptığını ve daha iyi nasıl yapabileceğini sorgulayarak, kendi bilgisini, kendi performansını sürekli gözlemler ve geliştirir. Yani ilk hedef bizzat kendisidir. Özetle o, kişinin kendi düşüncesini kendisine yansıtmasıdır. 

Amaç, sadece nasıla yönelik bir öğrenmek olduğunda ‘yansıtıcı öğrenme’ denir. Fakat maksat, bunun da ötesi ise ‘yansıtıcı düşünme’ şeklinde adlandırılır. Mesela bir usta, uzmanı olduğu bir iş üzerinde çalışırken yansıtıcı düşünebilirken, onun çırağı izleme sırasında yalnızca yansıtıcı öğrenebilir.

Yansıtıcı düşünen insanın zihninden bazı sorular geçer. Bu iş nasıl yapılır? Bu iş niçin yapılır? Bu iş hangi bilgilerle yapılır? Yapılırken iyi veya kötü olan şeyler nelerdir? Daha iyisi nasıl yapılır? Bir dahaki sefere neler aynı, neler farklı yapılmalıdır? Bu metodla mı yapılmalıdır? Benzeri sorular elbette çoğaltılabilir.

Birkaç basit misal üzerinden konu pekiştirilebilir. Bir sporcu, antrenmanda yaptığı hataları fark ederek bunların tekrarını önlemek için pekâlâ çözümler bulabilir. Hatta bu sporcu performans ve kondisyonunu nasıl yükseltebileceğini düşünebilir. Bir öğrenci, gireceği imtihanda, ilgili dersten daha iyi bir netice almak için, daha önce sınava nasıl çalıştığını ve hangi noktaya ulaşabildiğini sorgulayarak yol alabilir. Bir insan kaynakları temsilcisi, mülakat esnasında sorduğu soruların sonucu olarak seçtiği insanlar üzerinde, daha sonradan objektif bir ölçme ve değerlendirme yaparak, ilgili mülakatın muhtevasını güncelleyebilir.

Özellikleri

 

Yansıtıcı düşünmenin kendine özgü bazı ortak karakterleri vardır. Öncelikle insan sözlerinin ve davranışların perde arkasında kalan nedenleri anlamaya uygun bir özelliğe sahiptir.

Herhangi bir konu üzerinde çalışırken, bazen tereddüt etme, kimi zaman kuşkulanma ve bazı durumlarda şaşırma, yansıtıcı düşünme hususiyetinin belirtilerindendir.

Zihinsel süreçlerdeki zorluklar ve sorgulama sırasındaki güçlükler, yansıtıcı düşünce yolundaki insanın aşması gereken realitelerdendir.

Çalışma yapılan alan hakkında, belli aralıklarla yönlendirici sorular sorarak ilerlemek, bu usulün başkaca bir diğer özelliğidir.

Yansıtıcı düşünme yapılırken, algıdan olguya, olgudan olaya uzanan zengin bir zihinsel süreç takip edilir. Bilgi kavranır, analiz ve sentez yapılır, uygulanır ve değerlendirilir. Böylece en alttan en üst seviyeye doğru, düşünme basamakları tek tek kat edilir.

Eleştirel düşünme, mevcut olanı değerlendirme veya yargılama faaliyetidir. Oysa yansıtıcı düşünebilme adına eleştirel düşünmeden faydalanmak, sadece kritik öneme sahip adımlardan biridir.

Dolayısıyla insanın yansıtıcı düşünmesinin bir koşulu, eleştirel düşünme yöntemini bilmesidir. Çünkü mevcut bilgilerin, gerekli tenkitlerinin yapılması ve harmanlanması ile yeni bilgilere ulaşabilme sürecinde, yansıtıcı düşünme metodunun özellikleri ve aşamaları kullanılır. Kısaca eleştiri özel, yansıtma ise genel bir alana hitap eder.

Mesela insan beyninde hem bilgi hem enerji hem de madde vardır. Bazı fiziksel ve davranışsal bozuklukların sebebi, esasında arka planında depolanmış bilinçaltındaki bilgilerin dışa yansıtılması olabilir. Dışa akseden kişideki bu özel bozuk davranışı, sebep yerine bir sonuç görerek, kök neden olan bilgi katmanındaki hataları düzeltmek, kimi nörologlara göre daha kalıcı ve genel bir çözüm yoludur.

Mertebeleri

Yansıtıcı düşünme temelde 4 seviyede sınıflandırılabilir. Bunlar; yüzeysel, bağlamsal, eğitimsel ve eleştirel yansıtma olarak kategorize edilebilir.

Mevcut kullanılan metodu değiştirmeden, bunun daha rantabl nasıl farklı kullanılacağına odaklanarak bilgiyi çoğaltma ya da problemi çözme şekli ‘yüzeysel’ yansıtmadır.

Soru ve sorunları anlamak için ve dahi bunlara alternatif çözüm modellerini keşfetme adına, gerekirse diğer metotlara başvurma hatta yeni yöntemler geliştirme ‘bağlamsal’ yansıtmadır.

Süreç içerisindeki ortaya çıkan neticeleri inceleyip değerlendirme yapmak ve ötekilerin görüşlerini nazara almak ‘eğitimsel’ yansıtmadır.

Olumlu ve olumsuz tepkileri, katkı olarak sunulan bütün kritikleri mülahazaya alarak onları harmanlamak ise ‘eleştirel’ yansıtma mertebesi şeklinde isimlendirilir.

Ayrıca Amerikalı Prof. Dr. Hea Jin Lee, insanın yansıtıcı düşünce ile bir ürün ortaya koyabilmesi için, temelde iki aşamadan geçmesi gerektiğini ifade eder. Kısaca bunlara, ‘hatırlama ve makul’ dönemleri denebilir. Ardından ise yansıtma evresi gelir.

●      Hatırlama: İnsanın ötekinin hayatını taklit ettiği dönemdir.

●      Makul: Aklını kullanarak, insanın bilgiyi kendine mal ettiği yolu bulma dönemidir.

●      Yansıtma: Kendi yolunu sorgulayarak değerlendirme yaptığı son dönemdir.

Faydaları

Üst düzey bir metot olan yansıtıcı düşünme, insan hayatına kattığı dolaylı ve dolaysız birçok yararları vardır. Bunlardan öne çıkan 16 tanesi, maddeler halinde şöyle özetlenebilir:

●      Kritiği yapılan mevcut bilgilerin genişlemesine bağlı olarak yeni bilgilere ulaşılır.

●      Hatalı, eksik, yanlış olan bilgilerin tespitine dayalı, bilgi düzenlemesi ve güncellemesi yapılır.

●      Teorik ile pratik bilgi arasındaki bağlar daha rasyonel yürür.

●      Alternatif diğer olasılıklara ve karşılaştırmalara alan açar.

●      En uygun model, stil ve stratejiyi bulmada insana yol gösterir.

●      Sorunlara öznel yaklaşmayı salıklar ve insanı genelleme hatasına düşmekten korur.

●      Kısa vadede yavaşlatıcı unsurları olsa bile uzun vadede güvenli bir güzergâh sunar.

●      Yapılan eylemlerdeki gerekçeler, niyetler ve arka plan daha iyi kavranır.

●      Eylemlere ben merkezli yaklaşım yerine, bir de ötekinin nazarından bakarak kişilerin empati duygusu beslenir.

●      İnsandaki otokontrol kabiliyeti gelişir ve motivasyonu artar.

●      Olayları analiz ve sentez etme becerisi gelişir.

●      Çevreye karşı duyarlılık ve bunu yönetme kabiliyeti beslenir.

●      Sorgulamalar sayesinde sorumluluk bilinci artar, öteki insanlar kendisine ayna görevi görür.

●      İnsanın kendini keşfetmesini, tanımasını, zayıf ve güçlü yanlarını fark etmesini sağlar.

●      Karar alma sürecindeki basamaklar kavranarak, bu zamansal adımlara ve nedenselliğe saygılı olmak gerektiği tecrübe edilir.

●      Sadece hatayı yüzeysel görmek değil, neden hata yapıldığını derince anlayarak bunların tekrarını engeller.

Zorlukları

Yansıtıcı düşünmeye başvurmak doğal olarak daha çok zaman alır. Bu durum bazı insanları bezdirebilir. Aşırı durumlarda işleri tıkayabildiğinden belli sınırlarda durmak bile gerekebilir.

Bir grup insanla projeyi paylaşarak çalışmanın veya bir uzman/ bir usta gözetiminde yönlendirici sorulara muhatap olmanın, çıraklık yapmaya elverişsiz belli karakterlere zor gelmesi elbette söz konusu olabilir.

Yansıtıcı düşünme sayesinde daha fazla sorun tespit edilir. Ancak bu durum, yokuş sevmeyen kolaycı insanlar için aynı zamanda istenmeyen zorlayıcı bir unsurdur.

Ayrıca, yansıtıcı düşünmenin bir gereği olan ‘Neyi yanlış yaptın?’ veya Daha iyisini nasıl yapardın? benzeri sorular bazı insanları rahatsız edebilir. Bu denetleme ve değerlendirme kapsamında vaziyeti kurtaran, dürüst olmayan stratejik izahlar pekâlâ yapabilirler. Ölçülü hareket edilmezse kimilerinde stres durumuna veya düşmanlık tavrına dönüşebilir. 

Farkı Modelleri

Şimdi de yansıtıcı düşünme metodu üzerinde araştırma yapan bazı uzmanların ortaya koyduğu 3 farklı modeli kısaca özetleyelim.

●      Model 1: Kurucu filozof John Dewey’in geliştirdiği modeldir. Temelde 5 adımdan oluşur. Birinci adım, hayatın içinde, alışkanlıkların dışında kalan, belirlenmiş olmayan, insanın ilgisini ve merakını uyandıran zihinsel farkındalık aşamasıdır. İkinci adım, bu farkındalığın, tespit edilen ilgili problemin tanımlandığı kısımdır. Üçüncü adım, gözlemlenen bu sorunun çözümü için, strateji, hipotez, öneri, teklif veya alternatif plan gibi hususlara şekil verme dönemidir. Dördüncü adım, sorumluluk altına girerek, planlanan stratejiyi düşünerek, detaylı olarak bir düzenleme yapma zamanıdır. Beşinci adım ise hipotezin geçerliliğini uygulamak, doğru veya yanlışlığını test etmek, denetleme ve değerlendirme yapma aşamasıdır.

●      Model 2: Bu model döngüsel 5 aşamadan oluşur. Birinci adım, soru/sorun/problemin tespitinin yapıldığı ilk aşamadır. İkinci adım, ötekinin de kanaatlerini alarak problemin çerçevesinin daha rasyonel belirlendiği aşamadır. Üçüncü adım, mantık ve aklı yürütme kullanılarak, alternatifli çözüm olasılıklarının sıralandığı aşamadır. Dördüncü adım, gözlemler sonucunda ihtiyaç varsa müdahale yapılan ve bir yargıya varılan aşamadır. Beşinci adım ise bütün bunlar üzerine bir değerlendirme yapılarak, başarı ve başarısızlıkların kritik edildiği, projenin kabul veya ret şeklinde hafızaya alındığı son aşamadır. 

Bu modeli Germaine L. Taggart ve Alfred P. Wilson ismindeki iki Amerikalı eğitim uzmanı geliştirdi. Dahası bu ikili, Öğretmenlerde Yansıtıcı Düşünmeyi Teşvik Etmek (Promoting Reflective Thinking in Teachers) adını taşıyan değerli bir eseri de ortaya çıkardılar.

●      Model 3: Bu model dairesel 6 aşamadan oluşur. Birinci adım, soru/sorun/problemin tespitinin tanımlandığı ilk aşamadır. İkinci adım, henüz bir yargıya varmadan, analiz yapmadan, öznel duygu ve düşüncelerin belirlendiği aşamadır. Üçüncü adım, soru-cevap yöntemi ile neyin doğru, neyin yanlış gittiğinin yargılarını sınıflandırarak değerlendirme yapma aşamasıdır. Dördüncü adım, doğru neden doğru oldu, yanlış neden yanlış oldu şeklinde sorgulama tekniği ile anlama, anlamlandırma adına analiz yapma aşamasıdır. Beşinci adım, daha özel çıkarım ve sonuçlara ulaşma aşamasıdır. Altıncı adım ise bu tecrübeye bağlı olarak bir sonraki projeye hazırlanmak için hareket veya eylem planının çıkarılması aşamasıdır.

Bu modeli İngiliz sosyolog Prof. Dr. Graham R. Gibbs geliştirdi.

Zaman Parametresi

 

Hadiseler aktif olarak devam ederken kısa vadeli bir düşünme yararlı olabilir. Fakat olaylar bittikten sonra daha derince uzun vadeli düşünmek gerekir.

Bu bağlamda yansıtıcı düşünmenin, hadiselerin zamanına göre de bir modellemesi yapılarak 3 sınıfa ayrılabilir. Bu tasnifi sistemli olarak Amerikalı filozof Donald Alan Schön (1930-1997) özetle şöyle izah eder:

●      Vaka Öncesi: Olay hakkında henüz yaşanmadan önce, geçmişte planlanan ve hazırlık safhasında muhtemel bütün sonuçları teorik olarak düşünme aşamasıdır.

●      Vaka Anı: Olay esnasında uygulanan, işlerin şimdi planlandığı gibi gidip gitmediğini, yaparken ve gözlemlerken düşünme noktalarıdır.

●      Vaka Sonrası: Olay yaşandıktan sonra yani gelecekte uygulanan, neyin iyi veya kötü gittiğinin değerlendirildiği düşünme safhasıdır.

Netice

Görüldüğü üzere yansıtıcı düşünme, insanın herhangi bir fikri, bilgiyi, olayı, davranışı dikkatli bir biçimde ve çok yönlü olarak düşünmesini savunmaktadır.

O, başkalarına önem vermeyi ön plana çıkaran, sorgulamayı esas alan ve dahi mevcutla yetinmeyen, modern üst düzey bir sorun çözme etkinliğidir.

İncelendiğinde fark edileceği gibi, diğer düşünme metotları da birbirinden tamamen bağımsız yöntemler değildir. İncelene bu yansıtıcı düşünme yolu, eleştirel, metabiliş ve özgün düşünme becerileri ile dolaylı irtibatlıdır.

Yansıtıcı düşünme, insanların düşünce ve aksiyonlarını sürekli olarak analiz ve sentez edebilme hedeflerine, dolayısla kendilerini geliştirebilme amaçlarına geniş bir zemin sunar.

Bazı insanlar yansıtıcı düşünme aşamalarının her basamağını ötekisiyle beraber yürüterek, bazıları da tek başlarına yol alarak sonuca varır.

Yansıtıcı düşünebilen insan, geçmişi, anı ve geleceği harmanlar, bu dönmenler arası geçişleri sorgulayarak bağlantıları iyi kurar.

Bu metot, açık uçlu sorularla düşündürürken, insanın makul risk ve sorumluluk almasını destekler. Ayrıca hatalardan gerekli dersleri çıkartarak, pes etmeden mücadele etmesi adına kişiyi cesaretlendirir.

Yansıtıcı düşünen insanlar, öz eleştiri yapmayı sever, ötekini dinler ve önemser. Eskiyi bilir fakat yeni fikirlere aç, değişime istekli ve ufukları da engindir.

İnsanın edilgen ve pasif olması yerine etken ve aktif düşünmesini, öğretenin değil öğrenenin merkeze alındığı bir yaklaşımı öne alır ve savunur.

Bekir Gül

Kaynakça:

  1. Prof. Dr. John Dewey, How We Think (Nasıl Düşünüyoruz), Tarih: 1910
  2. Germaine L. Taggart ve Alfred P. Wilson, Promoting Reflective Thinking in Teachers
  3. Prof. Dr. Donald Alan Schön, The Reflective Practitioner
  4. John Dewey, https://en.wikipedia.org/wiki/John_Dewey
  5. Prof. Dr. Gülsen Bağcıoğlu Ünver, Yansıtıcı Düşünme, Pegem Akademi Yayıncılık
  6. Doç. Dr. Etem Yeşilyurt, Yansıtıcı Düşünce, Turksosbilder Dergisi
  7. Prof. Dr. Faik Özgür Karataş ve C. Cengiz, Yansıtıcı Düşünme ve Öğretimi, Milli Eğitim Sayı 211
  8. Dr. Hepşen Okan, Yansıtıcı Düşünme Etkinlikleri ile Piyano Öğrenme Süreci
  9. Yansıtmak Kelimesi, Türk Dil Kurumu Sözlükleri
  10. Graham R Gibbs,  https://www.youtube.com/@GrahamRGibbs
  11. Prof. Dr. Hea Jin Lee, The Ohio State University, Yansıtıcı Düşünme ve Yansıtıcı Öğretim

 

Share this article: Link copied to clipboard!