OKUMANIN İKİNCİ BİR BOYUTU: "YAZMA"

Yazmak, okumanın vazgeçilmez bir tamamlayıcısıdır. Okuma bizi yeni fikirlere ulaştırırken, yazma bu fikirleri derinlemesine kavramamızı sağlar ve düşüncelerimizi ifade etmemize imkân tanır. Yazmak, eleştirel düşünmeyi, kişisel gelişimi ve etkili iletişimi destekler.

Giriş

Oku yaratan Rabbinin adına ve O'nun adıyla!”[1] Hz. Peygamber’e ﷺ gelen ilk emir oldu. Bundan dolayı bu ayet, Müslümanlara gelmiş olan öncelikli bir vazife ve okumaya şiddetli bir davettir. Hiç şüphesiz ki, okunması gereken ilk kitap Kuran'ı Kerim’dir.

“İşte Kitap! Şüphe yoktur onda. Rehberdir müttakîlere!”[2]

"Vaktiyle Allah, kendilerine Kitap verilmiş olanlardan: Kitap'taki gerçekleri mutlaka açıklayacak, (bu arada, geleceği müjdelenen Âhir Zaman Peygamberi'ni) insanlara duyuracak ve bu gerçekleri gizlemeyeceksiniz diye teminat almıştı. Ama onlar, bunu hiç önemsemeyerek hemen kulak ardı ettiler; onu (mal, makam, şöhret gibi) çok küçük bir fiyata sattılar. Hakikaten ne kötü, ne zararlı bir alışveriş içindeler!”[3]

“Aksi halde, Kur'ân'ı inceleyip üzerinde derin derin düşünmeli değiller mi? Yoksa kalbler üzerinde, (o kalblere has, kulakları sağır, gözleri kör eden ve anlamaya mani) üst üste kilitler mi var?”[4]

“(Bu, ) hayır, bereket ve feyiz yüklü bir Kitap'tır ki; onu sana, (bütün şuurlu varlıklar) âyetleri üzerinde derinliğine ve etraflıca düşünsünler ve gerçek idrak sahipleri ondan gereken ders ve öğüdü alsınlar diye indiriyoruz.”[5]

Yukarıda sıralanmış olan Ayet-i Kerimelerde Kuran’ın derinlemesine okunmasına, anlaşılmasına ve açıklanmasına dikkat çekilir. Dolayısıyla Kuran-ı Kerim’i derinlemesine anlamak istiyorsak bir tefsire ihtiyacımız var. Anlatmak istiyorsak da tefsir yazmaya ihtiyacımız var. Tefsirler, tefsirlerin tefsirleri veyahut diğer islami kitaplar bir takım alimler tarafından yazılmış. Örneğin: Pırlanta Serisi, Risale-i Nur Külliyatı, Fususu'l Hikem...

Hiç kuşkusuz yazmadan önce okumak şart fakat yazmak için yeterince okumuş olmayı bekleyemeyiz, okuduğumuz kadarının zekatını ve şükrünü kendi cinsiyle; yani tekrar ilim olarak vermemiz gerekir.

Tarih boyunca yazılar hep etkili olmuş. Nitekim yaklaşık 5000 yıl önce yazılmış olan bir metin dahi bugün araştırmaların konusudur.[6] Günümüzde yapay zekanın Hizmet Hareketi bireyleri tarafından beslenmesi için de makalelerin ve blog yazılarının kaleme alınması, akabinde yayınlaması ayrıca önemlidir.[7]

Bu çalışma, gençler başta olmak üzere Hizmet Hareketi bireylerine hitaben yazılmıştır ve bu çalışmada, bulunduğumuz topluluk ve kültürde hali hazırda teşvik edilen okuma alışkanlığına ikinci bir boyut getirilerek ‘yazmanın’ önemine değinilecektir.

1. Yazmanın, Yazara Olan Katkıları Bakımından Önemi

1.1 Yazmanın Yazara Olan Psikolojik Faydaları

Yazmanın, yazara olan psikolojik faydalarını değerlendirirken metinleri 3 türde ele alabiliriz:

Günlük (günce), bir kimsenin günlük yaşamından edindiği izlenimleri, bu izlenimlerin yarattığı duygu ve düşünceleri, tarih belirterek, günü gününe anlattığı yazılara denir. Dünyaca ünlü, günlük tarzında kaleme alınmış başlıca eserler şunlardır: “Anne Frank’ın Hatıra Defteri”, “Samuel Pepys’in Günlüğü”, “Günlük - Andre Gide”

Mektup, uzakta bulunan herhangi bir dosta, arkadaşa gönderilen ya da kamu kuruluşları arasında haberleşmeyi sağlayan bir yazı türüdür. Mektuplarda dilek ve arzu bildiren duygu ve düşüncelere yer verilir.

İlhama dayalı (kreatif) yazma, amacı bilgi vermek ya da transfer etmek yerine düşünceleri ve duyguları açıklamak olan her şeydir. romanlar, şiirler, destanlar, kısa öyküler, senaryolar, şarkılar vb. ilhama dayalı yazı türüne örnektir.

Bu tür metinlerin yazımı duyguları görüp, sağlıklı bir şekilde dışarı atmanın (katarsis) en etkili yöntemlerinden biridir. Malum bardak ve su örneğini ele alırsak; kitap okuyarak, dinleyerek veya düşünerek doldurduğumuz bardak, kapasitesini doldurduğunda taşmaya başlayacaktır. Bu durumda elimize kalem almamız hem bardaktaki suyun arınmasını hem de taşan suyun zayi olmamasını sağlayacaktır. Kişinin; beklentilerini, planlarını, şükranlarını yazıya dökmesi, gelecekteki kendine mektup yazması hayattan zevk ve keyif alma duygularını canlandırır, kendine bir motivasyon kaynağı edinmiş olur. Bundandır ki psikoterapi seanslarında duyguları kaleme almak veya yapılacaklar listesi çıkartmak en önde gelen tavsiyelerden biridir.

Bir diğer değinilmesi gereken husus ise yazmanın otomatik düşüncelere olan faydasıdır. Otomatik düşünceler; anlıktır, alışkanlık haline gelmiştir ve bilinçsizcedir.[8] Hiçbir mantık süzgecinden geçirilmeden, sorgusuz olarak kabul edilir. Kişinin bilinci dışında ortaya çıkan, onu olumsuz etkileyen işlevlerdir.[9] Örneğin, bir toplantıya geç kaldığınızda paniğe kapılırsınız ve içiniz ezilir. Tam o anda kendinize; “Kendime ne söylüyorum?”, “Bu beni neden üzüyor?” diye sorduğunuzda şu cevapları alıyor olabilirsiniz: “Hiçbir şeyi doğru yapamıyorum,” “Hep benim başıma geliyor.”

Bu duyguları özellikle Aaron T. Beck’in üç sütun tekniği ile kağıda dökmek, düşünce biçimini değiştirmek için en önemli yaklaşımlardan biridir.[10] Nitekim "Beck"in üçlü sütun tekniǧi’nin’ kanser tedavilerinde dahi kullanıldığını görebiliyoruz.[11]

1.2 Yazmanın Yazara Olan Akademik Faydaları

Yazma becerisi diğer becerilere oranla geliştirilmesi en zor becerilerden biridir. Bu nedenle yazma alışkanlığı kazanmak da bir hayli zorlayıcıdır. Fakat hiç kuşkusuz yazılı anlatım becerilerinin geliştirilmesinde en etkili yol daha çok yazı yazarak pratik yapmaktır. Yapılan çalışmalarda da yazılı anlatım beceri düzeyi ile okul başarısı arasında pozitif ve anlamlı bir ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır[12] Bu nedenle öğrencilerin yazma alışkanlığı kazanmaları akademik başarıları açısından oldukça önem taşımaktadır.[13]

1.3 Serbest Yazmanın Yazma Alışkanlığı Kazanma ve Yazmayı Geliştirmeye Olan Katkıları

Özellikle serbest yazı kişinin gelişiminde büyük rol oynamaktadır. Serbest yazmanın yazma alışkanlığı edinmeye yardımcı olan taraflarının birkaçını şu şekilde ele alabiliriz:

Serbest yazma, kişinin kafasındaki kelimeleri bulma ve onları boş bir kağıda dökmesi gibi yazmanın temel psikolojik zorluğunu aşmasına yardımcı olarak yazmayı kolaylaştırır. Kişi isteği üzerine yazının ortasında bile durabileceği için; merak etme, endişelenme, üzerini çizme, kararsız kalma gibi eylemlerle aslında yazmayarak harcanan enerjiyi tasarruf etmesine yardımcı olur. Sık sık yapılan serbest yazma alıştırmaları, sözcük kullanımına dair endişelerin yazarı engellemesine izin vermeyerek, yazarken devamlı olmayı öğrenmesine yardımcı olur.

Bu nedenle, serbest yazma; yazma sürecini gözden geçirme sürecinden ayırmayı -sadece teoride değil, pratikte de- öğrenmenin en iyi yoludur. Serbest yazma alıştırmaları, üretirken yargılamadan uzak durma alıştırmalarıdır. Bu yöntem ile kişi gözden geçirme sürecinde metnini daha sağlıklı yargılayabilir. Asıl metnini yazmaya başlamadan önce 10 dakika boyunca serbest yazmak kişinin ısınmasına da yardımcı olur. Asıl yazma görevine döndüğünde başlamak için çok fazla zaman kaybetmez ve kelimeleri bulmak için çok mücadele etmek zorunda kalmaz.

Serbest yazma, yazarın konu bulmasına yardımcı olur. Gündelik hayatın yoğunluğu arasında zihinde kaybolmuş fikirleri, yazma sürecinde ortaya çıkan ipuçları ile tekrar gün yüzüne çıkarır.

Serbest yazma yazarın kalemini güçlendirir. Odaklanma-ama-denememe halinde pratik yapmanızı sağlar, yani kelimelerin bilinçli benlik tarafından değil, kendi dizilimi veya düşünce tarafından seçilmesini sağlar. Bunu ayırt edebileceğimiz en kolay örneklerden birisi günlük hayattaki konuşma dili ile bireyin yazı dilindeki farklılıklardır. Konuşma dilinde daha doğal bir cümle yapısı gözlemlenirken yazı dilinde seçilmiş ifadelere rastlanır. Bu şekilde serbest yazmak, yazıya zamanla daha derin bir rezonans katar.

Serbest yazma aynı zamanda yazının yüzeysel bir tutarlılık kazanmasına yardımcı olur. Yazar, hızlı bir şekilde yazarken bile cümle düzenini korur ve bu süreç yazının akıcılığını ve gücünü artırarak, daha derin ve tutarlı yazılar ortaya çıkmasına olanak tanır.[14]

2. Yazmanın Komüniteye Olan Katkısı Bakımından Önemi

2.1 Yazılı Eserlerin Kültür Mirası Korunumdaki Yeri

Edward Tylor’a göre (1871) kültür, insanın bir toplumun üyesi olarak öğrendiği bilgi, inanç, sanat, yasa, ahlak, gelenekler ve diğer yetenekleri ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütündür. Talcott Parsons (1949) ise kültürü “biyolojik bağlardan ayrı olarak nesilden nesile aktarılarak miras kalan davranışlar ve eylemlerin ürünleri” olarak tanımlar. Raymond Williams (2007) ise kültür teriminin bireyin ya da toplumun yaşam şeklinin tamamını, inançlarını, gelenek ve göreneklerini kapsadığını söyler.[15]

Kur’an, siyer ve fıkıh; kültür mirasımızın temelleridir. Bunların yanı sıra hayati önem taşıyan yardımcı kaynaklar da bulunmakta. Bugün ise aklımıza ilk gelen ve en çok kullandığımız yardımcı kaynaklar Risale-i Nur Külliyatı ve Pırlanta Serisi’dir. Bir adım daha genele gittiğimizde karşımıza bu yardımcı kaynakların izah ve özet metinleri çıkar. Bu metinlere örnek olarak ise Abdullah Aymaz’ın Üzerine serisi veya HizmetWiki Blog’da yayınlanan "Pırlanta Özetleri" verilebilir.[16] Daha da genele gidilmek istenirse bu metinler üzerine yazılmış makaleler, çıkarılan özetler, sohbet ve ders notları vb. örnek olarak gösterilebilir.

Bahsi geçen örneklerden de anlaşılabileceği üzere yazılı metinler kültür mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için hayati önem taşımaktadır. Bu kaynakların güncel kalabilmesi ve çağa hitap edebilmesi için yenilerinin yazılması şarttır. Gençler ise bunu yapabilecek en müsait kesimdir. Yeterli eğitim, birikim ve donanımı bulunmayan gençlerin de en kısa zamanda harekete geçirilmeleri, bazen geçmeleri gerekmektedir.

2.2 Günümüzde Yazılı Eserlerin Çokluğunun Önemi

Yazılı eserlerin varlığı hayati önem taşır. Aklımıza bir soru takıldığında yapacağımız ilk şeylerden birisi internette aratmak olur ve önümüze on binlerce sonuç çıkar. Kimisi bir blog yazısıdır, kimisi akademik bir makaledir, kimisi de kutsal kitaplardan biridir. Fakat değişmeyen tek şey hepsinin yazılı eserler olmasıdır.

Yaşanılan dijital çağda, kültürün korunması ve gelecek nesillere aktarılması giderek zorlaşmaktadır.[17] Hem yeni nesli hakikat sonrasından (post-truth) koruma hem de araştırma sonuçlarında kendi kaynaklarımızın en kolay erişilebilir olması için, yayınlanmış yazılı eserlerin çokluğu bir hayli önem arz eder. Nitekim günümüzde oldukça popüler hale gelmiş olan sohbet botu ChatGPT internetteki bilgilerden beslenir. İnternetteki taraflı giritlerin çokluğu bu tarz sohbet botlarını da taraflı hale getirir. Örneğin; 2016 yılında Microsoft tarafından Twitter platformunda piyasa sürülen "Tay" adlı robot, aşırı ırkçı söylemlerinden ötürü 24 saat geçmeden kaldırılmak zorunda kalmıştır.

2.3 Yazılı Eserlerin Politik Etkileri

Yazılı metinlerin azımsanamayacak bir gücü de okurların fikir dünyasına yaptıkları bilinçli yön vermelerdir. Yani, politik amaç gütmeleridir. Hatta hiçbir kitap hakikaten siyasi önyargılardan arınmış değildir.[18]

Bugün fiziksel gazete kağıtları eski popülerliğini kaybetmiştir. Fakat bunu yerini daha erişilebilir ve her yaştan takipçisi olan sosyal medya, televizyon, dijital haber siteleri vb. almıştır. "IPad çocuğu" (IPad Kid) şeklinde yeni bir kavramın ortaya çıkışı da bu durumu kanıtlar niteliktedir.

Yuval Noah Harari; Lincoln’ün "Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, birtakım insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız" mantığını, medyanın gücü ile çürütmektedir. Harari, hükümetin medya üzerindeki kontrolünün, vatandaşların hakikatin farkına varmasını engelleyeceğini savunur.[19] Yakın tarihte Türkiye’de yaşanmış olan 15 Temmuz 2016 başarısız darbe denemesi sonrası Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, sadece okul kütüphanelerinden ve z-kütüphanelerden 300 binden fazla kitabın imha edildiğini açıklaması[20]; ayrıca 2019’da yapılan bu açıklamanın halen yerel halk tarafından sorgulanmıyor olması, Harari’nin bu savunmasını fazlasıyla destekleyicidir.

“Gazeteci, hakikatin aynasıdır” yani gazetecinin, tıpkı bir “ayna” gibi, varolan olaya ve olguya ilişkin bilgiyi yansıtabildiği ya da yansıtılabileceği düşünülmektedir. Bu benzetme günümüzde oldukça sakıncalı görülmektedir.[21] Vakîa, habercilikte bu prensibin -belki geri- kazanılmasının oldukça zor olacağı ve uzun bir süreç gerektireceği aşikar. Hatta imkansız olarak bile değerlendirilebilir. Ancak bilinçlendirme ve teşvik çalışmalarına bugün başlanırsa, büyük ölçüde gelişme görülebilir.

Sonuç

Nazil olan ilk ayetlerde "oku" Rabbimizin yaratıcılığıyla irtibatlandırılmışken, kalem ile yazma kabiliyeti O'nun kereminden bir ikram olarak sunulmuştur. Böyle bir ikramın şükrü, mukabelesi ancak daha çok ve daha güzel yazarak olabilir.

Bunun yanı sıra yazmanın kişiye bakan cihetiyle de faydaları göz ardı edilemez. Yazma; katarsis için tavsiye edilen öncelikli metodlardan biridir, taşan suyun ziyan olmamasını sağlar. Nitekim kanser hastalarında bile yazma, tedavilerinin bir parçası haline gelmiş.

Öğrencilerin yazılı anlatım beceri düzeyleri ile diğer ders başarıları arasında bir doğru orantı gözlemlenmiştir. Öğrenilmesi en güç kabiliyetlerden biri olan yazmayı geliştirmek de serbest yazıdan geçmektedir. Ödev, makale, tez vb. yazılarının aksine serbest yazıda birey endişesiz olacağından; serbest yazı, kendine özgün yazı stilini geliştirmesine olanak sağlar ve yazma alışkanlığı kazanmasına yardımcı olur.

Kültür mirasımızın kaynakları hakkında eser yazmak, bu kültürün ruhunu canlı tutmak ve devam ettirmek demektir. Yusuf Bayram’ın deyimiyle, talebeler yetişir, yeni talebeler yetiştirirler. Bu silsile ile ilmin üretilmesi ve türetilmesi sağlanır. İlmin çağa uygun tarzda ifade edilmemesi durumunda, şablonculuk, şerhcilik ve olduğu gibi aktarma başlar.[22]

Teknolojinin gelişmesiyle beraber bilgiye erişim de oldukça kolaylaşmıştır. Dolayısıyla halihazırda var olan okuyucuların fikirlerini değiştirmeye yönelik yazılan metinlerin sayısı da oldukça artmıştır. Bu durumun birçok toplumda basına olan güveni sarstığını görebiliyoruz.[23] Bu güven problemini tersine çevirmek için hakikati yansıtan politik metinlerin çoğaltılması elzemdir.

Toplumumuzda her ne kadar uygulamada sıkıntı çeksek de ekserimiz, kitap okumanın ne kadar önemli olduğunun bilincinde ve gelecek nesilleri bilinçlendirmeye devam ediyor. Buna rağmen en az okumak kadar önemli olan yazmanın ne kadar güçlü olduğunun farkında değiliz. Haliyle bilinçlendirme çabamız da yok.

BİYOGRAFİ

Çağrı Adil, Samsun Anadolu Lisesi’nde başlayan lise eğitimine, 2021’den bu yana Almanya’da devam ediyor. 17 yaşında Respect Graduate School ile tanışan Adil, halen daha Risale ve Hizmet Araştırmaları Merkezi çatısında çeşitli projelerde çalışmaya devam ediyor. Amatör fotoğrafçı. Fotoğraflarını adilcagri.com internet sayfasında; yazılarını Kanz Magazine, HizmetWiki Blog ve çeşitli online dergi ve sair platformlarda yayınlıyor. İlk kitabı üzerinde çalışıyor. Yazarlık programları organize etmek gelecek planları arasında.


[1] K 96:1

[2] K 2:2

[3] K 3:187

[4] K 47:24

[5] K 38:29

[6] Can We Crack the World's Oldest Writing?” University of Oxfordhttps://www.ox.ac.uk/research/started-in-oxford/can-we-crack-worlds-oldest-writing (accessed Oct 15, 2024).

[7]Final Declaration of the Divan on Ethics of Artificial Intelligence - HizmetWiki English (Public),” HizmetWiki.comhttps://en.hizmetwiki.com/wiki/Final_Declaration_of_the_Divan_on_Ethics_of_Artificial_Intelligence (accessed Oct 15, 2024).

[8] “Automatic thoughts,” APA Dictionary of Psychology, https://dictionary.apa.org/automatic-thoughts (accessed April 6, 2025)

[9] Terapt-Nette, “Otomatik Düşünce Nedir? Nasıl Fark Edilir?” https://terapinette.com/otomatik-dusunce-nedir-nasil-fark-edilir/ (accessed April 6, 2025)

[10] David D. Burns, İyi Hissetmek: Yeni Duygudurum Tedavisi (Psikonet Yayınları, 2005), 82-88.

[11] Kemal Ozcan, “Kanser tedavisinde Beck tekniği,” https://kemalozcan.org/kanser-tedavisinde-beck-teknigi/ (accessed April 6, 2025).

[12] Turan Temur, “İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Yazılı Anlatım Beceri Düzeyleri İle Okul Başarısı Arasındaki İlişkisi,” Basılmamış Yüksek Lisans Tezi (Ankara Üniversitesi, 2001).

[13] Mehmet Tok, Rachım Salıcha, ve Ahmet Kuş, “Yazma Alışkanlığı Kazanmış Öğrencilerin Yazma Nedenlerinin İncelenmesi,” Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 34, sy. 2 (Haziran 2014), https://dergipark.org.tr/tr/pub/gefad/issue/6729/90483 (accessed April 6, 2025).

[14]Peter Elbow, Writing With Power: Techniques for Mastering the Writing Process (New York, 1998), https://academic.oup.com/book/53353 (accessed 26 June 2024).

[15]Mesut Aytekin, Deniz Oğuzcan,"Kültürün yeniden üretimi bağlamında türk kültüründeki oyun ve oyuncakların canlandırma filmlerde incelenmesi: rafadan tayfa dehliz macerası örneği," Journal of History School (2020), https://johschool.com/?mod=makale_tr_ozet&makale_id=44222 (accessed April 6, 2025).

[16] Pırlanta Özetleri - HizmetWiki Blog, https://blog.hizmetwiki.com/tag/pirlanta-ozetleri/ (accessed April 6, 2025).

[17] Aytekin ile Oğuzcan, “Kültürün yeniden üretimi bağlamında türk kültüründeki oyun ve oyuncakların canlandırma filmlerde incelenmesi.”

[18]George Orwell, Why I Write (Harlow, England: Penguin Books, 2004), 10.

[19]Yuval Harari, 21. Yüzyıl İçin 21 Ders (2021), 29.

[20]Milli Eğitim Bakanı'ndan FETÖ yayınları hakkında açıklama: 301 bin 878 adet kitap imha edildi,” T24 Bagimsiz Internet Gazetesi, August 9, 2012, https://t24.com.tr/haber/milli-egitim-bakani-ndan-feto-yayinlari-hakkinda-aciklama-301-bin-878-adet-kitap-imha-edildi,833030.

[21] Sevda Alankuş, Gazetecilik ve Habercilik (IPS İletişim Vakfı Yayınları, 2005), 69.

[22]Fatih Morca, “Yusuf Bayram ile Ropörtaj,” Hizmet Wiki Blog, https://blog.hizmetwiki.com/yusuf-bayram-ile-roportaj/ (accessed April 6, 2025)

[23]Trust in the media has tanked. Are we entering a ‘post-news’ era?” The Christian Science Monitor, CSMonitor.com, https://www.csmonitor.com/USA/Politics/2024/0503/news-media-decline-polarization-distrust (accessed Oct 15 2024).

Share this article: Link copied to clipboard!